mit doğru yolda değil!..

GÜNÜN MANŞETLERİ
• `Doktora 8 kat maaş` haberi iptal!
• Temiz çevre için suya zam şart
• Bakanlık`tan bebek ölümü açıklaması
• Erdoğan, Patrik Kirill`i kabul etti
• Çapkın`dan Garipoğlu açıklaması
• Köşk`ten kredi kartı borçlularına müjde
• Tehlike çanları çalıyor: 150 milyon kişi g...
• 38 derece sıcaklığı 80 derece hissedebilir...
• Güneşte son 1 yılın en şiddetli patlaması
• Zelaya ülkesine giremedi!
• Cinayet tanığı: Ogün Samast yalnız değildi
• ABD`den önce Ay`a ayak basan ülke
• Beşiktaşlıları çıldırtacak `Fenerli` video...
• Genelkurmay`dan yasaya 3 itiraz
• Kırkpınar`ın Başağası Abdullah Gül
• Döner sermaye parası maaşları katladı
• Tuğba Özay, Baltacı`nın torunuymuş
• Güneş tutulması 22 Temmuz`da
• Kartzedeler! Haciz kağıtlarına imza atmayın
• Paşa paşa huzur içinde yaşayamayacak
• Jackson, beyni olmadan gömülecek
• Zeytinyağı sağlık için faydalı mı?
• Hakan Uzan`ın Uzi`si Köşk`e iade edilecek
• Anadolu ve fen liselerine yüzde 10 ek kont...
İLİŞKİLİ HABERLER

MİT doğru yolda değil…

Meclis Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, MİT Müsteşarı Emre Taner`e, `Teşkilata niye kadın istihbaratçı alınmıyor?!.` diye sormuş, Haberturk Gazetesinin bugünkü manşet haberine göre…

Emre Taner şöyle cevap vermiş: `Bizde kadınlar çalışıyor… Ama Doğu ve Güneydoğu`ya gidenlerin cesur, baskı ve strese dayanıklı olması lazım… Kadınlar tepkilerini kolay belli ediyor ve açık veriyorlar… Bu nedenle tercihimiz erkek istihbaratçılardan yana…`

Bunlar nasıl talihsiz açıklamalar Sayın Müsteşar…

Görünen o ki, MİT`in, bazı kadın yazarlarının danışmanlığına ihtiyacı var… Ahmet Altan gibi mesela… (Biliyorum MİT ve Ahmet Altan yan yana çok soğuk durdu)

Bense Sayın Müsteşar`la tam aksi düşünüyorum…

MİT bol bol kadın personel almalı ve çoğunu Doğu`ya göndermeli…

Ana nedenimi, şöyle üç aşamada izah edebilirim…

Bir, Doğu`daki zor hayat şartlarını (fiziki, ruhi) görür ve evlerine döndüklerinde bol bol şükrederler… (Hoş İstanbul`da görev yapmış biri, Doğu, Güneydoğu`da kendini gülşenlerde dolaşıyor sayar ya)

İki, Konuya komşuya, - örneğin eşinin öğretmen olduğundan dem vurarak-, gidip geldikleri memleketleri anlatır, onların da hallerine şükretmelerini sağlarlar…

Üç, Bu şükür dev bir dalga halinde yayılır ve toplumu büyük bir sakinlik kaplar…

(İşte size toplumsal barış, uzlaşma formülüm… Farkındayım biraz cemaatçi oldu ama cemaatçi olmayanlar idare edecek artık!.. Gerçi sayıları çok da fazla değil sanırım günümüzde…)

(Ayrıca `şükür`, MİT`in genlerine ters bir sözcük değildir, belirtelim)

Çokça kadın ajan alıp, onları Doğu`ya, Güneydoğu`ya gönderme meselesinde anlaştığımıza göre bir de acizane tavsiyem olacak Sayın Müsteşar`a!..

Kadınların tepkilerini çabuk belli etme meselesini iki aşamada değerlendiriyorum kendi hayatımdan yola çıkarak…

Bekar kadınlar, evli kadınlar…

Bence bekar, yalnız hanımları gönderirseniz hiç sorun yaşamazsınız Sayın Taner…

Zira bendenizin görüş mesafesine giren bekar kadınların, onca animasyon gösterime rağmen, tepkilerini hemen belli ettiklerini hiç görmedim ben…

Evli yahut hali hazırda sevgili sahibi kadınlara gelince!..

E bu konuda haklısınız; kocaya, sevgiliye tahammülü kalmayan kadınların olaylar karşısında soğuk kanlılıklarını korumaları düşünülemez…

Geçen gün Madonna beni aradı…

Londra konseri öncesiydi, 3,4 gün evveli sanırım… Teknedeyim, akşam mangalı hazırlığı var… Elimde, ince çıralar, oyalanıyorum… Zartt telefon… Tanıdığım bir numara değil… Ulan açalım mı, açmayalım mı?!. Alo desek kızlara ayıp olur mu, başımıza bela alır mıyız, iştir deyip sallasak hatunlar yutar mı, büyük şüphelere gark eder miyiz onları zira gece uzun sakata gelmeyelim şimdi!..

Neyse bir çılgınlık edip, açtık mereti… Sonraki konuşmayı birebir yazıyorum… Ben de yalan yok, hilaf hiç yok!..

Madonna: Supriseeeee, I am Madonna!..

Volkan Akay: Ooo şekerim!.. Nereden çıktın sen akşam akşam yoksa Türkiye`de misin, bak ölümü gör doğruyu söyle, geldin mi?!.

Madonna: Hayır Volkanım, (benlen böyle konuşur) maalesef gelmedim ama yakınım sana Londra`dayım, konserden yeni çıktım, aklıma düştün, bir ne yapıyorsun diye arayayım dedim…

Volkan Akay: Ne yapayım be şekerim!.. Teknede mangal hazırlığındayım…

Madonna: Keyifler gıcır he!..

Volkan Akay: Yok be kuşum, gıcırdan değil, sıkıntıdan!..

Madonna: Volkanım, ben de isterim haberin olsun… Nasip olursa, önümüzdeki günlerde sendeyim, alt yapıyı hazırla olur mu?!.

Volkan Akay: Tamam şekerim, tasalanma, sen yeter ki gel…

(Tabii tüm bu konuşmalar İngilizce geçiyor)

Ne yani inanmadınız mı şimdi bana!..

Karadeniz Ereğlisi Belediye Başkanı Halil Posbıyık`ın;

Posbıyık: Michaelcığım, Ereğli`ye bekliyorum…

Michael Jackson: Merak etme Halilciğim, tamam inşallah, sen alt yapıyı kur yeter ki…

diyaloguna inanıyorsunuz da, benimkine mi inanmıyorsunuz…

Ama helal olsun Posbıyık Başkan`a, son derece akıllı bir işle Jackson`ı kullandı, Festival bangır bangır haber oldu tüm medya organlarında, Karadeniz Ereğlisi`nin babalar gibi turistik tanıtımını yaptı…

Hayret CHP`li de başkan ama…

Peki, ben Madonna hikayemle neyin tanıtımını yaptım… Kızların ulan kızların… Etrafımda ne kadar hatun olduğunun… Allah beni kahretmesin be!..

SANSÜRSÜZ Yiğit Bulut…

Ertuğrul Özkök tam olarak ne yaptı bu adama bilmiyorum lakin Bulut`un öfkesi uzun süre geçmeyeceğe benziyor…

Bulut, gittiği her yerde, konuştuğu her platformda, yazılarında sürekli Özkök`ün kendini SANSÜRLEDİĞİNDEN dem vuruyor…

Hatta Haberturk`e yaptığı programlardan birinin adı da, `SANSÜRSÜZ`!..

Korkum şu; yakında üzerinde SANSÜRSÜZ yazan takım elbiselerle ekranda göreceğiz, merhaba yerine SANSÜRSÜZ diyecek, besmele yerine SANSÜRSÜZ çekecek hatta manavdan elma alırken hormonsuz yerine SANSÜRSÜZ değil mi kardeş sözlerini kullanacak…

Naçizane tavsiyemiz; Bulut, ayarı kaçırma, dünyayı yeniden keşfetmiyorsun, herkes durumu biliyor, neyin peşindesin, bazı pelesenkler bir süre sonra dolayanın diline, söylediklerine, görünümüne, ciddiyetine zarar verir, bunu bilmiyor musun?!.

Ne yani, benim gibi saçların tez zamanda dökülsün mü istiyorsun?!.

Hiç objektif değilsin Gülin Yıldırımkaya…

Haberturk Genel Yayın Yönetmeni Gülin Yıldırımkaya; Türk Androloji Enstitüsünün, İzmirli erkekleri cinsel gücü en kuvvetli adamlar ilanından sonra bazı kimselere bu durumu nasıl yorumladıklarını sordu…

Pakize Suda şu yanıtı verdi: `İzmirli erkekler seksiyse, ben İzmirli erkekleri kaçırdığım için üzüldüğümü söyleyebilirim…`

Bu cevapla, Yıldırımkaya`nın omuzlarına daha büyük bir yük bindi şimdi…

Acaba İzmirli erkekler de Suda için aynı şeyi düşünüyorlar mı?!.

Rica ederim biraz soruşturmacı gazetecilik yapalım…

Zır cahil bu adamlar…

`Bir Şarkısın Sen`, programına vurmak revaçta bu ara… Bir işgüzar CHP`li vekil RTÜK`ten sorumlu Bakan Bülent Arınç`a soru önergesiyle soruyor; `nedir bu programın hali, çoluk çocuk o saatte, o kılıklar, o kıyafetler oluyor mu yani` diye… (Öyle aşırı bir durum yok peşinen söyleyeyim, maksat siyaset olsun işte)

Arınç, `durumu yakın izliyoruz` cevabını veriyor…

Bazı enteresan yazarlar da atlıyor mal bulmuş mağribi gibi!.. (Geçen hafta medya geçilmedi bu yazılardan) İçinden, `oh bugünü de atlattık, bize yazı konusu çıktı yine etliye sütlüye dokunmadan döşeneceğimiz` diye terennüm ediyor ve başlıyor meşrebince ahkamlara…

Onlardan biri de Atılgan Bayar efendi…

`Çocuk, minyatür yetişkin değil, çocuktur… Devlet aklı, sadece ekonomik ve siyasal tehditlerle ilgilenmekle mükellef değil… Sabah akşam `psikolojik harekat` tartıştığımız bu günlerde, devletin toplumun psikolojisini korumakla mükellef olduğunu da hatırlamamız lazım… Ufacık çocukları feleğin çemberinden geçmiş pavyon assolisti gibi giydiren, onlara `oturmuş kumar oynar, ciğerimin köşesi` diye şarkı söyleten ve üstelik bu yaptığını bir haltmış gibi gece yarısı izleyen bir toplum için alarm zilleri çalıyor demektir…`

Bu adamlar ya zır cahil, ya art niyetli, ya o gün başka türlü kalkmışlar yataktan…

O programı seyrettiğinizden bile emin değilim çoğunuzun… Bu klasik ve boş lafların bugünkü Türk toplumunda hiç yeri var mı?!. Sizin internet denen şeyden haberiniz yok mu?!. Bu ve benzeri programların, o çocuklar için dünyanın en masum şeyi olduğunun farkında değil misiniz Allah aşkına?!.

Evlerde uzun zaman sonra aile bireylerinin aynı odada toplandığını nasıl görmezden gelirsiniz?!.

Söyledikleriniz, yirmi yıl evvel doğruydu bayım!.. Kulağa bugün de hoş geliyor ama artık kendinizi güncelleseniz ve eski kanaatleri tekrarlamanın ferahlığından, esaretinden kurtulsanız iyi olur…

Ha pedofiliniz azıyor, Hüseyin Üzmez moduna giriyorsanız başka tabii…

Sizi manyaklar…

TRT bu ulusun kendi kendiyle konuşmasıdır…

Benzeri vakalar çok olmuştu, işte bir yenisi daha…

TRT Çocuk kanalında sabah ve akşam yayın kuşağında yayımlanan `Arthur` adlı çizgi filmde, orucunu bozan çocuğun `yüz karası` olduğu mesajı verilmesi dikkat çekti…

`Oruç tutmak, yemek yemek kadar kolay` diyerek oruç tutmaya başlayan çocuk ilerleyen saatlerde açlığa dayanamayarak pizzayla orucunu bozunca gökyüzünde beliren kanatlı bir melek, `Artık küçük prensesim değilsin… Sana yüz karası diyeceğim` diyerek çocuğu azarladı…

Ünlü oyun yazarı ve ifade özgürlüğü savunucusu Arthur Miller`ın, `Gazete bir ulusun kendi kendisiyle konuşmasıdır` sözünden hareketle şöyle bağlamak isterim `TRT bu ulusun kendi kendiyle konuşmasıdır`!..

Müsaade edin konuşsun, gerçekleri en açık haliyle görelim…

Arada kalmışlar…

Arada kalmışların, bin bir türlüsünün yaşadığı toplumumuza artık dış transfer de yapıyoruz…

İranlı bürokrat Hüseyin Safavi, oğlunu Bodrum`da evlendirdi…

İmam nikahı kıyıldı, Kuran`a el basıldı ve şampanyalar su gibi aktı…

Daha konuşayım mı?!.

İzin…

`Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından…` yahut `Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle…` diye bir başlık göremeyeceksiniz köşemde zira henüz kovulmadım…

Ama biraz uzaklaşsam iyi olacak galiba…

Gebereceksiniz yazılarımı okuyamayınca biliyorum ama olsun her canlı bir gün ölümü tadacak kuzularım…

İnşallah görüşürüz yine…

Allaha emanet olun…

Aydın Abi`nin, Fethullah Hoca başlıklı analizlerini okumaya da devam edin ha!..

Şışşt!.. Serhan, Onur, Tufi, özleyeceğim ulan sizi!..

2009-07-06 HaberX http://www.haberx.com/Yazarlar/Volkan-Akay/Temmuz-2009/MIT-DOGRU-YOLDA-DEGIL.aspx